Üreme güçlü psikolojik ve biyolojik bağlantıları olan bir işlevdir. Üreme yeteneğinin kesintiye uğraması kriz benzeri tablolar ortaya çıkarır .Bu kriz çiftin yada bireyin yaşamının tüm yönlerini ilgilendiren ve duygusal yönden zorlu geçen bir süreçe sahiptir.

Bebek sahibi olamamanın toplumdaki diğer bireylerle ve aile içindekilerle ilişkileri olumsuz etkilemesi , umudun hayallerin ve gelecekle ilgili planların daha az belirli olması yapısı gereği kadını daha çok etkiler. Kadınlar evlilikdeki her türlü olumsuzlukları yapıları gereği üstlenmek ve dengelemek eğilimindedirler.Bu özellik neredeyse çocukluklarından itibaren üyesi oldukları toplum tarafından kadınlara şöyle yada böyle kabul etdirilmişdir.

Bunun sonucu doğal olarak öz güven ve kişisel imaj da erozyona yolaçarken , yarattığı gerilim üzüntü mutsuzluk bazen kızgınlık suçluluk , birilerini yada kendini suçlama ihtiyacı doğurur.Bazende derinleşen depresyon ( özellikle bu kadar ağır duygusal yük altında meyilli olan kadınlarda ) tabloyu daha da olumsuzlaştırır.

Yardımla üreme teknikleri çiftlere yeni seçenekler sunarken aynı zamanda aşırı düzeyde duygusal , fiziksel ve ekonomik yüklerde getirmektedir. Çiftler ve özelliklede kadın zaten yukarda değerlendirmesini yaptıığımız yüklerle aşırı bir şekilde dolmuşken , yüksek teknolojili anlaşılması zor karmaşık üreme teknolojileri karşısında çoğu zaman şaşkına dönmektedir.İnternetle gelen bilgi bombardımanı , çiftlerin kafalarındaki sorulara yanıt bulma isteğini insafsızca sömürmekde , yanıtlar yeni sorular doğurmaktadır. Yardımcı üreme teknolojileri ile riske edilen ekonomik fonlar , sağlık kaygıları çiftlerde beklenen başarının yeterli olmadığı gibi bir algı ortaya çıkarmakta, % 100 olmayan başarı tarifleri stresli bir duygu durumu yaratarak daha iyi seçenekler varmış ve sanki bunlar atlanıyormuş hissi oluşmaktadır. Bu durumu biz özellikle merkez seçiminde görmekteyiz. Çiftler % 100 başarı vaaden son derece medyatik ve kalabalık kliniklere kanmakta, buralarda fabrikasyon işlemlere uğramakta , bir AVM nin gürültülü yoğun dünyasında dolaşır gibi bu çeşit merkezlerde söz konusu stresleriyle baş edebilmeleri için ihtiyac duydukları ilgiden uzak kalmaktadırlar.

İNFERTİLİTE TEDAVİ BASAMAKLARINDAKİ STRESS DÜZEYİ

Her hastanın stress düzyi kendi duygusal tecrübelerine ve karakter yapısına göre farklılıklar gösterebilir . Tedavinin ilk günleri ve aylarında yapılacak olan işlemlerin detaylarını bilmemekten kaynaklanan gerginlikler hastalar tarafından en stres-li dönem olarak ifade edilmektedir. Üstüste bir kaç siklus boyunca tedavi gören hastalarda 2 siklustan itibaren stresin azaldığını ancak 2. siklusada başarılı olunamazsa 3 .siklusda stress düzeyinin ilk ay düzeyine yükseldiğini klinik tecrübelerimizden bilmekteyiz.Siklus içindede stres düzeyi farklılıklar gösterir. Embiryo transferinin sorunsuzca tamamlanmasını duymak siklus içindeki en stresli anlardır. Ondan sonra sırasıyla yumurta toplanması nın döllenmenin ve gebelik testinin sonucunu beklemek gelmektedir .

İNFERTİLİTE TEDAVİSİNDE PSİKOSOSYAL DESTEĞİ KİM VERMELİDİR ?

Bu sahada danışmanlık geniş bir ekip çalışmasını gerektirmektedir . Günümüzde hiçbir ülkede tüp bebek tedavileri öncesinde psikolojik değerlendirmeyi zorunlu kılan herhangi bir düzenleme olmadığı için çiftlerin tedavi öncesi duygu ddurumlarınının değerlendirilmesi kurumdan kuruma değişiklik göstermektedir. Bizim merkezimizde çiftler isterlerse deneyimli psikiyatrisler tarafınan değerlendirilmekte gerekirse sahasında uzman psikologlar tarafından gerekli destek hizmetini almaktadırlar. Bunun yanında çiftler istemesede psikolojik değerlendirmenin tıbben zorunlu olduğu durumlar vardır

1.Yurt dışına giderek donasyon planlayan yada düşünen çiftler

2.Halihazırda psikiyatrik yada fiziksel sorunları nedeniyle yoğun anksiyete bozukluğu yaşayan çiftler

3.Cinsel kimlik çatışmaları ( genellikle tüp bebek yaptırmak isteyen çiftler arasında çok çok nadir görülür )

4. Aile içi geçimsizlikler yada sosyal çevrede uyumsorunu yaşayan çiftler

5.Daha yaşlı çiftler

6.Önceki gebeliklerinde korkulu gebelik komplikasyonları yaşayan yada tekrar tekrar düşük deneyimi olan çiftler

TEDAVİ DANIŞMANLIĞI

Hasta destek hizmetlerinin bir başka boyutuda infertilitenin sonuçlarını etkileyebilecek psikolojik sorunlara müdahale ve tedavi edilmesidir .Bu yaklaşım

-İnfertilitenin duygusal etkilerin anlaşılması ve çözümlenmesi

-Tedavinin üstesinden gelme yönteminin geliştirilmesi

-İnfertiltenin yada kişiler arası etkilşilerin aile hayatı cnsellik ve sosyal ilişkilere etkilerin yönetilmesi

-Tedavi seçenekleri ve alternatif aile oluşturma yöntemleri hakkında karar verme

-İnfertilite tedavisinin sonlandırılıp tedavi sonrası hayatın şekillendirilmesi seçeneklerinden oluşabilir ( Bu başlık genellikle 15 yıl kadar önce tekrarlayan başarısızlıkları yada ileri anne adayı yaşı durumlarında söz konusuydu.Yöntemlerimizdeki hızlı ilerlemelerle artık tekrarlayan tedavi başiarısızlıkları artık neredeyse görülmemektedir .Malesef ileri anne yaşı nedeniyle başarısızlıklar hala mümkündür )

Çiftlere destek hizmetinin biz hastanemiz bünyesindeki uzman kadromuz tarafından verilmesini tavsiye etmekteyiz.Bazı merkezlerde dışardan destek hizmeti almak merkezin yetersizleikleri nedeniyle sözkonusu olabilir .

KLİNİK UYGULAMA

Merkezlerde tedavideki çiftlerin hemen hepsi sürec boyunca duygusal desteğe ihtiyeç duymaktadırlar .Genellikle çiftlerin küçük bir bülümü belirgin stress yaşamakta ve destek hizmeti almakta isede diğer hastalarında destek hizmetinden fayda gördükleri ve devam etmeye istekli olduklarıda sıklıkla gözlenmektedir .

SONUÇ

Estetik yönden rahatlatıcı temiz ve bakımlı bir ortamda gülryüzlü özel giyimli ve eğitimli personel tarafından verilen hizmet hastalarda ekibin profesyonel hizmetine yöelik tatmin ve güven duygularını artırmaktadır .

Merkezimizde verilen profesyonel destek hizmetine rağmen çiftler haln destek hizmetlerini dahada mükemmel olmasın istemektedirler . Tedavi programlarında muhtemelen psikolojik nedenlere bağlı yüksek tedaviyi bırakma oranları merkezimizde görülmemekte nadirde olsa başarısızlık dıurumlarında bile çiftler bir sonraki deneme için uygun şartlarda merkezimizi tercih ederek indirek yoldan psikolojik desteğimizin yeterli olduğunu göstermektedirler . Yinede daha kapsamlı destek hizmeti gerekliliği artan hasta sayılarımızla dahada gerekli olmaktadır. Merkezimizde çiftlere infertilitenin tıbbi ve psikososyal yönleriyle ilgili yazılı materyal ve broşürler temin edilmekte siklus içi eğitimler serpiştirilerek eğitimsel faaliyetler daha düzenli hale getirlmektedir . Çiftler tıbbi ve duygusal yönden ne kadar desteklenirlerse tedavinin sonucundan bapğımsız olarak o kadar tedaviye uyumlu ve tatminlar olacaklardır . Bir programın gerçek başarısını tedavi sonucu başarısızlılıklarını bir sonraki denemede başarıya taşıyacaklarına dair çiftlerde yaratılan yoğun ve güçlü algıya bağlamak daha doğrudur. Çünkü çiftler sonucun olumlu olacağına dair kuvvetli sezgiler taşıyarak başarıya giden ekibin bir parçası olarak mutlu sona kadar ilerleyeceklerdir

, yarattığı gerilim üzüntü mutsuzluk  bazen kızgınlık suçluluk , birilerini yada  kendini suçlama ihtiyacı doğurur.Bazende derinleşen depresyon ( özellikle bu kadar ağır  duygusal yük altında meyilli olan kadınlarda ) tabloyu daha da  olumsuzlaştırır.

   Yardımla üreme  teknikleri  çiftlere  yeni seçenekler  sunarken aynı zamanda  aşırı düzeyde  duygusal ,  fiziksel  ve  ekonomik  yüklerde  getirmektedir. Çiftler ve özelliklede kadın  zaten  yukarda değerlendirmesini  yaptıığımız yüklerle aşırı bir şekilde dolmuşken , yüksek  teknolojili anlaşılması  zor  karmaşık  üreme teknolojileri karşısında çoğu zaman şaşkına dönmektedir.İnternetle gelen bilgi bombardımanı , çiftlerin kafalarındaki  sorulara  yanıt  bulma isteğini  insafsızca sömürmekde , yanıtlar  yeni sorular doğurmaktadır. Yardımcı üreme teknolojileri ile  riske edilen  ekonomik fonlar  , sağlık kaygıları çiftlerde beklenen başarının yeterli olmadığı gibi bir algı ortaya çıkarmakta,  % 100 olmayan  başarı  tarifleri stresli bir duygu durumu yaratarak  daha iyi seçenekler varmış ve sanki bunlar atlanıyormuş  hissi  oluşmaktadır. Bu durumu biz  özellikle merkez seçiminde görmekteyiz. Çiftler  % 100 başarı vaaden son derece medyatik ve kalabalık kliniklere kanmakta, buralarda fabrikasyon işlemlere uğramakta , bir AVM  nin gürültülü yoğun  dünyasında  dolaşır gibi bu çeşit merkezlerde  söz konusu  stresleriyle  baş edebilmeleri  için  ihtiyac  duydukları  ilgiden uzak kalmaktadırlar.

2 thoughts on “ÇOCUK SAHİBİ OLAMAMANIN PSİKOLOJİSİ ve STRES

  1. Merhaba muayene olamıyorum tüp bebek konusunda korkularım var yaşım geçmekte çocuk istiyorum.nasıl yardimci olursunuz. ..

    • Muayene sorun değil eğer kilo probleminiz yoksa karından bakarak da tüp bebek mümkün olabilir..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*
*
Website

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.